22.5.12

TAROT' UN TARİHİ

Tarot'un gerçek tarihçesi, tıpkı kartların anlamları gibi hemen hemen gizlidir. Bu konuda pek çok açıklama getirilmeye çalışılsa da, kesin bir bilgi yoktur. Kartların çizimine M.S. 618 tarihinde Çin'de egemen olan Tang hanedanı zamanındaki paraların örnek alındığı zannedilmektedir.

Kartlar yüzyıllar boyu değişik kültürlerde pek çok şekle bürünmüşsede, sembolik figürleri değişmemiştir.

Dünyayı dolaşan Çingeneler sayesinde, Tarotun böylesine yaygın hale gelmesinin sağlandığı düşünülmektedir. Aslında Avrupa'da 1550 yılına kadar çingeneler belli bir nufüsa erişememişlerdi . Oysa Tarot bir asır kadar evvel Avrupa'nın hemen hemen tüm ülkelerinde bilinmekteydi. Böyle düşünülecek olursa Tarot'la Çingeneler arasındaki ilişki zayıflamakta fakat iki asırlık zaman dilimi içinde Tarot'un yayılması Çingenelerin Avrupa'da görülmeleriyle aynı zamana denk gelmektedir.

Başka bir açıklamaya göre ise M.S. 710 yılında İspanya'ya giren ve 1492'ye kadar burada kalan Arapların bu kartları Avrupa'ya getirdiği şeklindedir. İspanya'nın Müslümanlardan Hristiyanlara geçmesi ile sadece bir şehirde binlerce kitap Hristiyan alemine devrolmuştur. Buna rağmen Arapların ünlü Binbir gece masalları'nda Tarot'a rastlanmaması bu olasılığıda ortadan kaldırmaktadır.

Bu konuda her ne düşünülürse düşünülsün, insanlar her zaman geleceği merak etmiştir. Geleceği öğrenmek için her zaman çeşitli yöntemler geliştirmiş ve zaman zaman bu yöntemlerden yararlanmaya çalışmıştır. Bu yöntemlerin en tanınmışı olan Tarot yüzyıllardır başarılı sonuçlar vermiştir. Tarot'tan istenilen faydayı sağlamak için en önemli adım kartların anlamlarına inanmaktır. Yaşadıklarımızı ve geleceği hiç birimiz değiştiremeyiz. Fakat kartlara verdiğimiz enerji sayesinde, danıştığımız sorulara alacağımız cevaplarla merak ettiklerimizi yanıtlayabilir ve yönümüzü çizebiliriz.

Tarot destesi Büyük Arkana (22 kart) ve Küçük Arkana (56 kart) olarak ikiye ayrılır.

Büyük arkana özel ve anlamlı durumları tanımlamaktadır. Romen rakkamlarıyla 0 ve 1-21 olarak
numaralandırılmışlardır. Bu destede, Deli, Büyücü, Başrahibe, İmparotiçe, İmparator, Başrahip, Aşıklar, Savaş Arabası, Kuvvet, Münzevi, Kader Çarkı, Adalet, Asılmış Adam, Ölüm, Denge, Şeytan , Yıkılan Kule, Yıldız, Ay, Güneş, Uyanış ve Dünya kartları bulunmaktadır.

Bu kartlar hayattaki derslerin manevi anlamlarını gösterir. Kartlar ayrıca, psikolojik karakterin, maneviyet ya da ruhumuzun farklı kısımlarının tasvirleridir.

Küçük Arkana ise 56 karttan oluşmaktadır. 10 kart Asalar, 10 kart Kılıçlar, 10 kart Kupalar, 10 Tılsımlar ve geriye kalan 16 kart ise Saraylı Kartları'dır. Küçük Arkana günlük yaşamımızdaki koşulları ve olayları anlatır.

Asalardan oluşan kartlar; başarı, savunma, mücadele etme ve rekabeti anlatmaktadır. Kupalar; sevgi alışverişini ve sevdiğimiz birini çevreleyen olayları gösteren hayatın duygusal yönleriyle ilgilidir. Bu kartlarda hayatımızın iniş, çıkışlarını, ilişkileri, aşkı ve aileyi görürüz. Kılıçlarda ise problemnler ve güçlükler ana temalardır. Tılsımlar ise bize hayatın pratik, gerçekçi maddesel yönünü göstermektedir.


kaynak: falcı.com

19.5.12

Film Önerisi: Nokta

Yapım:2008 – Türkiye
Tür:Dram, Gerilim, Suç,
Süre:85 dakika
Yönetmen:Derviş Zaim
Film Hakkında: Bir zamanlar işlediği bir suç yüzünden azap çeken ve çektiği azaptan kurtulmaya çalışan bir adamın hikâyesi… Ahmet, yakın bir arkadaşının ön ayak olması ile tarihi değeri yüksek bir Kuran’ın çalınmasına istemeden bulaşır. Ancak kalkıştığı iş onu hiç istemediği bir noktaya sürükler. Geleneksel Osmanlı hat sanatının da organik bir biçimde dahil olduğu film, tıpkı bu sanat gibi tek ve kesintisiz bir plândan oluşuyor.

Firavun

Mısır'da hüküm süren Amerika krallarına verilen ünvandır. Türklerin hükümdarlarına Hakan, Bizanslıların Kayzer, İranlıların Kisra dedikleri gibi, eski Mısırlılar da Firavun derlerdi. İslâm dil bilginlerine göre firavun kelimesi, kibir ve gurur anlamına gelen "fer'ane" ya da "tefar'ane" kelimesinden gelir. Çoğulu 'ferâine'dir. Kelimenin bu anlamı nedeniyle kibirlenen, zulüm yapan kişi için "adam firavunlaştı" anlamında "tefer'ane'r recûlü" denir. Kök anlamı dışında firavun kelimesinin sapma ve saptırma, bozulma ve başkalarını bozma, zarara girme ve zarara uğratma anlamlarında da yaygın bir kullanılışı vardır. Buna göre her zâlim, sapkın ve mütekebbir kişi firavundur. Kur'an da kelimeyi bu yorumu doğrulayacak biçimde kullanır. Sözgelimi Hz. Yusuf dönemindeki Mısır kralı Firavun olarak nitelenmezken, Hz. Musa dönemindeki krallar Firavun olarak anılır. Kelimenin anlamı, diğer bir görüşe göre, güneş tanrısının oğlu demektir. Eski Mısırlılar güneşe Ra adını vermiş ve ona yüce tanrı diyerek tapınmışlardır. Mısır inançlarına göre her kral iktidarını Ra ile olan ilişkisine dayandırır ve kendisini Ra'nın yeryüzündeki temsilcisi olarak empoze ederdi. Zamanla Ra soyundan geldiğini savunan krallar, kendilerinin de "yüce rab" olduklarını halka kabul ettirmek amacıyla Firavun (güneş tanrısının oğlu) ünvanını kullanmaya başladılar (Mevdûdî, Tefhimü'l-Kur'an Tercümesi, İstanbul 1986, II, 69).

16.5.12

PİPO-III



Pipo Dolum Teknikleri

1- Frank Metodu:

Alman Doldurma Metodu denilen bu teknik ilk başta, yukarıda anlatmaya çalıştığımız klasik doldurma tekniğine benzese de aynı zamanda çok önemli farklılıkları vardır. Achim Frank tarafından geliştirilen ve pek çok pipo içme yarışmalarında uzun süreli içmeyi sağladığı için başarılı olan ve aynı zamanda pipoya yeni başlayanlara kolay olması nedeniyle önerilen bu tekniğin usta pipo içiciler arasında kullanımı yaygın değildir. Ancak, klasik teknikler ile piposunu yakmakta zorlanan ve bu nedenle de bir zaman sonra pipo içmeyi bırakan yeni başlamış içiciler için önerilmektedir.

PİPO-II

Pipomuz ne kadar kaliteli yani, ne kadar iyi cins biar'dan yapılmış ise alınacak keyif de o derece artacaktır. Ancak bu briar pipoyu alırken markası, modeli, boyutları yanında araştırmamız gereken başka unsurlar da vardır:

1- Rahat ve keyifli içim için piponuzun tüm hava kanalları boyunca hava akımını engelleyen herhangi bir neden olmamalıdır.

PİPO-I




Değerli Pipo Severler,
Pipo içmek, her şeyin ötesinde bir zevk ve estetik tecrübedir. Bu yönünü koruduğu sürece o, kötü bir alışkanlığa dönüşmediği gibi, “bir sanat ve hayat tarzı” niteliğine bürünür. Bunun yanı sıra o, ünlü fizikçi Albert Einstein’ın ifadesiyle, “insani ilişkilerde sakin ve tarafsız bir yargıya ulaşmaya katkıda bulunur.” Sigara içmeye nispetle hayati ve ekonomik riskinin çok daha az olduğu ispatlanmıştır. Stresi azaltmasından ve daha zararlı alışkanlıklara zaman bırakmamasından ötürü uzun yaşamakta rol oynadığı bile ileri sürülmüştür.

Sizinle olan kısa söyleşimize pipo içmek için gereken bazı temel bilgileri vererek ve pipo ağacı olarak bilinen erica arborea’yı tanıtarak devam etmek istiyoruz. Şunu hemen kaydedelim ki, bu bilgiler yalnızca küçük bir rehber niteliğinde olup, pipo tecrübesini olduğu gibi yansıtamaz. Pipo ile tanışmak ve pipoyu psiko-sosyal, estetik ve felsefi boyutlarıyla tecrübe etmek her pipo içicisinin kendi piposu ile birlikte özel bir öykü yazmaya başlaması demektir. Her pipo içişte yazılmakta olan bu öykünün anlamını ancak benzer bir öyküyü yazmakta olanlar anlar… Bizim burada aktarabileceklerimiz ise, piponun geniş ve bitmeyen öyküsüne çok kısa bir ön hazırlıktan ibarettir.

Pipo satın alırken dikkat edilmesi gereken hususlar

Tütün Kültürü

''Avrupa ülkelerindeki sigorta şirketlerinin, müşterilerine sağlık sigortası hizmeti verirken, pipo içicilerini “non-smokers” olarak kaydettiklerini biliyor muydunuz?''

Tütün ilk olarak Amerikan yerlileri tarafından içilerek kullanılıyordu. San Salvador adasına ayak basan Cristof Columb, yerlilerin bu yaygın alışkanlıklarını, tabaco adı verilen bambudan yapılma bir tür pipo ile tütün yaprağı içtiklerini not almış. Aynı yerlilerin mısır koçanına kuru tütün yapraklarını sarmak suretiyle de tütün içtiği rivayet edilmekte.

15.5.12

Elif Gibi-Hz. Mevlana

Elif Gibi Yalnızım!
Ne esrem var ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim
Ne bana ben...katan bir şeddem
Ne elimi tutan bir harf
Ne anlam katan bir harekem…
Kala kaldım sayfalar ortasında,
İşte böyle…
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfz eden belki.
Gölgesini istedim bir dostun
Sen gibi

'' VAV ''



..


'İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.
İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.
Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.
O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar.
Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.
Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları.
Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elifte kalmıştır.
İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.
Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.
İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında.
Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?

SUS (MAK) Üzerine...


Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli. » ŞEMS-İ TEBRİZİ

Eğer susarsan konuşman daha aydınlık olur. Çünkü sükutta hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir. » ŞEMS-İ TEBRİZİ

Susmak, huyların efendisidir. » HZ. MUHAMMED

12.5.12

Türkiye Gerçekleri - I

Can Dündar'ın kaleminden, din ve diyanet...

Türkiye’de kaç okul var?
67 bin…

Kaç hastane var?
1220…

Kaç sağlık ocağı var:
6 bin 300…

Peki kaç cami var?
85 bin…
Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor.

8.5.12

Cemal SAFİ-Kainatın Ulu İmparatoru (Şiir)


Cemâline sığındım haşmet i celâlinden
Sana meftun gönlümü fani sevdadan koru
Nar ı hicranla yandım memnu aşk melâlinden
Son olsun kainatın ulu imparatoru

Şahadet ederim ki tek ALLAH sın ilâh yok
Son resulün Muhammet, cevaplandı ilk soru
Kabir azabı verme, sevap cüz i, günah çok
Gaffarsın kainatın ulu imparatoru

5.5.12

Dünyada Din Dağılımı

Hıristiyanlık -> 2.1 milyar
İslam -> 1.5 milyar
Dinsizler -> 1.1 milyar
Hinduizm -> 900 milyon
Budizm -> 400 milyon

2005 yılı itibariyle Avrupa'da
dinsizlerin (Agnostik/Ateist)
nüfustaki oranı:

2.5.12

Dersimce Deruni Hikayeler

Perperiki Dérsim 

I.
Tanrı demis ki;''Ben ışıkla karanlıgı ikiye böldümde şu dersimi ayıramadim sizden...
Ne yaptımsa ayıramadim...
Yaktım, yıktım,aç bıraktım,ölülerinizi kızgın güneşin altında bıraktım,cesed kokuklari ta erzincana
kadar vardı da yine de ayıramadim...'' derdi; Dake kokima(Babaanne)Tanri böyle bir sey dermiydi...?Tanri konusuyor muydu...?
Tanri nefesini dünyaya üfleyip gitmiş, köşesine cekilmiş ordan izliyormuş bizi, biz dersimlileri ve tüm mazlumları...
Ha birde demiş ki Tanrı;''kulagınızı; toprağa,taşlara,agaçlara,çiçege ve böcege verir,
ellerinizi; güneşe acar, yüzünüzü;Düzgün bawaya dönerseniz benim sesimi duyabilirsiniz...''

1.5.12

Yerliler

Onların hayatları üzerine söyleyecek sözümüz yok...
Saygıyla fotoğraflara bırakıyorum bu görevi...




Genelev Jetonları

Roma döneminden kalma 2 bin yıllık genelev jetonu bulundu.

İngiltere’de amatör arkeolog Roma dönemine ait 2 bin yıllık genelev jetonu buldu. Daily Telegraph gazesindeki habere göre, başkent Londra’nın batısındaki Putney köprüsü yakınlarında dedektör ile arama yapan Regis Cursan, Roma dönemine ait olduğu belirlenen ve üzerinde sevişen erkek ve kadın resimlerinin bulunduğu bronz jeton buldu.

Çin’de Ölüler Bayramı (Qing Ming)

Geceleri kaldırımlarda ufak ateşler yakılıyor, yollarda arabalar git gide seyreliyor...

Çin'de Ölüler Bayramı Çin’de Ölüler Bayramı (Qingming) zamanı geldi. Geceleri kaldırımlarda ufak ateşler yakılıyor, yollarda arabalar git gide seyreliyor. Mezar ziyaretlerinin yapıldığı bayramda buna vakit bulamayanlarsa, belli bir para karşılığında kendi yerlerine aile mezarı ziyareti yapacak hatta ağlayacak insanları görevlendiriyor.

Üniversite Özerkliği Nedir?

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ
Çukurova Üniversitesi

YÖK yasasının tartışılması ile birlikte üniversitelerde en çok konuşulan konu üniversite özerkliği olmaya başladı. Bazıları üniversitelerde özerkliğin olmadığını belirtirken, bazıları da üniversitelerin mevcut hali ile özerkliğinin korunmasının yeterli olacağını belirtiyorlar.